القمر

Al-Qamar

The Moon

Meccan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

54:31

إِنَّآ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ صَيْحَةًۭ وَٰحِدَةًۭ فَكَانُوا۟ كَهَشِيمِ ٱلْمُحْتَظِرِ
Innaaa arsalnaa 'alaihim saihatanw waahidatan fakaano kahasheemil muhtazir
Gerçekten de bir bağırış gönderdik onlara, derken hayvan ağılına konan çalıya çırpıya döndüler.

54:32

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا ٱلْقُرْءَانَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍۢ
Wa laqad yassarnal quraana liz zikri fahal mim muddakir
Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?

54:33

كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍۭ بِٱلنُّذُرِ
Kazzabat qawmu lootim binnuzur
Lut kavmi de korkutucuları yalanladılar.

54:34

إِنَّآ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّآ ءَالَ لُوطٍۢ ۖ نَّجَّيْنَٰهُم بِسَحَرٍۢ
Innaa arsalnaa 'alaihim haasiban illaaa aala Loot najjainaahum bisahar
Gerçekten de, Lut'un ailesi müstesna, onlara taş yağdıran bir yel gönderdik, Lut'un ailesini de bir seher çağı kurtardık.

54:35

نِّعْمَةًۭ مِّنْ عِندِنَا ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِى مَن شَكَرَ
Ni'matam min 'indinaa; kazaalika najzee man shakar
Katımızdan bir nimet olarak; işte böyle mükafatlandırırız şükredeni.

54:36

وَلَقَدْ أَنذَرَهُم بَطْشَتَنَا فَتَمَارَوْا۟ بِٱلنُّذُرِ
Wa laqad anzarahum batshatanaa fatamaaraw binnuzur
Ve andolsun ki o, bizim helakimizle korkutmuştu onları da onlar, bu korkutuşlardan şüpheye düşmüşlerdi.

54:37

وَلَقَدْ رَٰوَدُوهُ عَن ضَيْفِهِۦ فَطَمَسْنَآ أَعْيُنَهُمْ فَذُوقُوا۟ عَذَابِى وَنُذُرِ
Wa laqad raawadoohu 'andaifee fatamasnaaa a'yunahum fazooqoo 'azaabee wa nuzur
Ve gerçekten de onun konuklarını istemişlerdi de biz, kör edivermiştik gözlerini, artık tadın azabımı ve korkutuşlarımın sonucunu.

54:38

وَلَقَدْ صَبَّحَهُم بُكْرَةً عَذَابٌۭ مُّسْتَقِرٌّۭ
Wa laqad sabbahahum bukratan 'azaabum mustaqirr
Ve andolsun ki bir sabah çağı üstlerine bir azap çöküvermişti onların.

54:39

فَذُوقُوا۟ عَذَابِى وَنُذُرِ
Fazooqoo 'azaabee wa nuzur
Artık tadın azabımı ve korkutuşlarımı.

54:40

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا ٱلْقُرْءَانَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍۢ
Wa laqad yassarnal Quraana liz zikri fahal mim muddakir
Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?

54:41

وَلَقَدْ جَآءَ ءَالَ فِرْعَوْنَ ٱلنُّذُرُ
Wa laqad jaaa'a Aala Fir'awnan nuzur
Ve andolsun ki Firavun soyuna da korkutucular gelmişti.

54:42

كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذْنَٰهُمْ أَخْذَ عَزِيزٍۢ مُّقْتَدِرٍ
Kazzaboo bi Aayaatinaa kullihaa fa akhaznaahum akhza 'azeezim muqtadir
Bütün delillerimizi yalanladılar, derken onları üstün ve mutlak kudretli bir helak edişle helak ediverdik.

54:43

أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌۭ مِّنْ أُو۟لَٰٓئِكُمْ أَمْ لَكُم بَرَآءَةٌۭ فِى ٱلزُّبُرِ
Akuffaarukum khairum min ulaaa'ikum am lakum baraaa'atun fiz Zubur
Sizin kafirleriniz, onlardan hayırlı mı, yoksa kitaplarda bir kurtuluş mu var size?

54:44

أَمْ يَقُولُونَ نَحْنُ جَمِيعٌۭ مُّنتَصِرٌۭ
Am yaqooloona nahnu jamee'um muntasir
Yoksa biz, birbirine yardım eden bir topluluğuz mu derler?

54:45

سَيُهْزَمُ ٱلْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ ٱلدُّبُرَ
Sa yuhzamul jam'u wa yuwalloonad dubur
O topluluk, yakında bozguna uğrayacak ve ardını dönüp kaçacak.

54:46

بَلِ ٱلسَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَٱلسَّاعَةُ أَدْهَىٰ وَأَمَرُّ
Balis Saa'atu maw'iduhum was Saa'atu adhaa wa amarr
Onlara vaadedilen azabın mukadder zamanı kıyamettir ve kıyametin azabı, daha da zararlıdır ve daha da acı.

54:47

إِنَّ ٱلْمُجْرِمِينَ فِى ضَلَٰلٍۢ وَسُعُرٍۢ
Innal mujrimeena fee dalaalinw wa su'ur
Şüphe yok ki suçlular, sapıklık içinde ve yakıp kavuran ateşlerdedir.

54:48

يَوْمَ يُسْحَبُونَ فِى ٱلنَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ ذُوقُوا۟ مَسَّ سَقَرَ
Yawma yushaboona fin Naari'alaa wujoohimim zooqoo massa saqar
O gün, yüzüstü ateşe sürüklenip atılırlar; tadın bakalım, cehennemin yakışını.

54:49

إِنَّا كُلَّ شَىْءٍ خَلَقْنَٰهُ بِقَدَرٍۢ
Innaa kulla shai'in khalaqnaahu biqadar
Şüphe yok ki biz; her şeyi, bilgimizde mukadder olduğu gibi ve zamanında yarattık.

54:50

وَمَآ أَمْرُنَآ إِلَّا وَٰحِدَةٌۭ كَلَمْحٍۭ بِٱلْبَصَرِ
Wa maaa amrunaaa illaa waahidatun kalamhim bilbasar
Ve bizim emrimiz, birdir, ancak bir göz kırpış, bir göz yumup açış gibi tezdir.

54:51

وَلَقَدْ أَهْلَكْنَآ أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍۢ
Wa laqad ahlaknaaa ashyaa'akum fahal mim muddakir
Ve andolsun ki taraftarlarınızı da helak ettik, fakat bir ibret alan mı var?

54:52

وَكُلُّ شَىْءٍۢ فَعَلُوهُ فِى ٱلزُّبُرِ
Wa kullu shai'in fa'aloohu fiz Zubur
Ve işledikleri her şey, kitaplardadır.

54:53

وَكُلُّ صَغِيرٍۢ وَكَبِيرٍۢ مُّسْتَطَرٌ
Wa kullu sagheerinw wa kabeerim mustatar
Ve küçük, büyük, hepsi de yazılıdır.

54:54

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍۢ وَنَهَرٍۢ
Innal muttaqeena fee jannaatinw wa nahar
Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir, ırmakların başlarında.

54:55

فِى مَقْعَدِ صِدْقٍ عِندَ مَلِيكٍۢ مُّقْتَدِرٍۭ
Fee maq'adi sidqin 'inda Maleekim Muqtadir
Gerçeklik makamında, çok kudretli bir büyük padişah katında.
Share: