التغابن

At-Taghaabun

Mutual Disillusion

Medinan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

64:1

Yusabbihu lillaahi maa fis samaawaati wa maa fil ardi lahul mulku wa lahul hamd
Tenzih eder Allah'ı, ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde, onundur saltanat ve tedbir ve onadır hamd ve onun, her şeye gücü yeter.

64:2

Huwal lazee khalaqakum faminkum kaafirunw wa min kum mu'min ; wallaahu bimaa ta'maloona Baseer
O, öyle bir mabuttur ki sizi yaratmıştır da sizden kafir olan da vardır, inanan da ve Allah, ne yapıyorsanız görür.

64:3

Khalaqas samaawaati wal arda bilhaqqi wa sawwarakum fa ahsana suwarakum wa ilaihil maseer
Yaratmıştır gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve size suret vermiştir ve suretinizi de en güzel bir tarzda meydana getirmiştir ve sonunda da dönülüp gidilecek yer, onun tapısıdır.

64:4

Ya'lamu maa fis samaawaati wal ardi wa ya'lamu maa tusirroona wa maa tu'linoon; wallaahu 'Aleemum bizaatis sudoor
Bilir ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve bilir neyi gizlerseniz ve neyi açığa vurursanız ve Allah, gönüllerde olanı da bilir.

64:5

Alam yaatikum naba'ul lazeena kafaroo min qablu fazaaqoo wabaala amrihim wa lahum 'azaabun aleem
Daha önce kafir olanların haberi gelmedi mi size? Yaptıkları işin vebalini tattılar ve onlara elemli bir azap var.

64:6

Zaalika bi annahoo kaanat taateehim Rusuluhum bilbaiyinaati faqaaloo a basharuny yahdoonanaa fakafaroo wa tawallaw; wastaghnal laah; wallaahu ghaniyyun hameed
Bu da, peygamberlerinin, apaçık delillerle onlara geldikleri halde onların, bir insan mı bize doğru yolu gösterecek deyip de kafir olmalarından ve yüz çevirmelerindendir ve Allah da onlardan müstağni olduğunu göstermiştir ve Allah, müstağnidir ve hamde layık, odur.

64:7

Za'amal lazeena kafarooo al-lany yub'asoo; qul balaa wa rabbee latub'asunna summa latunabba'unna bimaa 'amiltum; wa zaalika 'alal laahi yaseer
Kafir olanlar, sanırlar ki öldükten sonra dirilmeyecekler kesin olarak; de ki: Evet ve Rabbime andolsun ki elbette dirileceksiniz, sonra da ne yaptıysanız size haber verilecek ve bu, Allah'a pek kolaydır.

64:8

Fa-aaminoo billaahi wa rasoolihee wannooril lazeee anzalnaa; wallaahu bima ta'maloona khabeer
Artık inanın Allah'a ve Peygamberine ve indirdiğimiz nura ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.

64:9

Ywma yajma'ukum li yawmil jam'i zaalika yawmut taghaabun; wa many-yumim billaahi wa ya'mal saalihany yukaffir 'anhu sayyi aatihee wa yudkhilhu jannaatin tajree min tahtihal anhaaru khaalideena feehaaa abadaa; zaalikal fawzul 'azeem
O gün, sizi toplantı günü için bir araya getirecektir ve bugün, aldananın, aldatanın, kar ve ziyan edenin meydana çıkacağı gündür ve kim inanırsa Allah'a ve iyi işlerde bulunursa onun kötülüklerini örter ve kıyılarından ırmaklar akan cennetlere, ebedi kalmak üzere sokar onu; bu, pek büyük bir kurtuluş, kutluluk ve murada eriştir.

64:10

Wallazeena kafaroo wa kazzaboo bi aayaaatinaaa ulaaa'ika ashaabun naari khaalideena feehaa bi'sal maseer
Ve kafir olan ve delillerimizi yalanlayanlarsa cehennemliklerdir, ebedi kalırlar orada ve orası, dönüp varılacak ne kötü yerdir.

64:11

Maaa asaaba mim musee batin illaa bi-iznil laah; wa many yu'mim billaahi yahdi qalbah; wallaahu bikulli shai;in Aleem
Hiçbir felaket, Allah'ın izni olmadıkça gelip çatmaz ve kim inanırsa Allah'a, o da, onun gönlüne doğru yolu ilham eder ve Allah, her şeyi bilir.

64:12

Wa atee'ul laaha wa atee'ur Rasool; fa in tawallaitum fa innamaa 'alaa Rasoolinal balaaghul mubeen
Ve itaat edin Allah'a ve Peygambere; yüz çevirecek olursanız artık Peygamberimize düşen vazife, ancak apaçık tebliğden ibarettir.

64:13

Allaahu laaa ilaaha illaa Hoo; wa 'alal laahi falyata wakkalil mu'minoon
Bir Allah'tır ki yoktur ondan başka tapacak ve artık Allah'a dayansın inananlar.

64:14

Yaaa ayyuhal lazeena aamanooo inna min azwaaji kum wa awlaadikum 'aduwwal lakum fahzaroohum; wa in ta'foo wa tasfahoo wa taghfiroo fa innal laaha ghafoorur Raheem
Ey inananlar, şüphe yok ki eşlerinizin ve evlatlarınızın bazısı, düşmandır size, artık sakının onlardan ve bağışlar ve yüzlerine vurmaz ve suçlarını örterseniz artık bilin ki Allah, suçları örter, rahimdir.

64:15

Innamaa amwaalukum wa awlaadukum fitnah; wallaahu 'indahooo ajrun 'azeem
Mallarınız ve evlatlarınız, bir sınamadır size ancak ve Allah katındaysa pek büyük bir mükafat var.

64:16

Fattaqul laaha mastat'tum wasma'oo wa atee'oo waanfiqoo khairal li anfusikum; wa many-yooqa shuha nafsihee fa-ulaaa'ika humul muflihoon
Artık çekinin Allah'tan gücünüz yettiği kadar ve dinleyin ve itaat edin ve mallarınızı harcayın hayır yolunda, sizin için hayırlıdır ve kimler, nefsinin hırsından, nekesliğinden korunursa artık onlardır kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri.

64:17

In tuqridul laaha qardan hasanany yudd'ifhu lakum wa yaghfir lakum; wallaahu Shakoorun Haleem
Eğer Allah'a güzel bir tarzda borç verirseniz o, verdiğinizi katkat arttırır size ve suçlarınızı örter ve Allah, iyilik edenlere fazlasıyla mükafat verir, azaplandırmada da aceleci değildir.

64:18

'Aalimul-Ghaibi wash-shahaadatil 'Azeezul Hakeem
Gizliyi de bilir, görüneni de, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Share: