بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
ٱقْرَأْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلَّذِى خَلَقَ
Iqra bismi rab bikal lazee khalaq
Oku Rabbinin adıyla ki bütün mahlukatı yarattı.
خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِنْ عَلَقٍ
Khalaqal insaana min 'alaq
İnsanı da bir parça kan pıhtısından var etti.
ٱقْرَأْ وَرَبُّكَ ٱلْأَكْرَمُ
Iqra wa rab bukal akram
Oku ve Rabbin, pek büyük bir kerem sahibidir.
ٱلَّذِى عَلَّمَ بِٱلْقَلَمِ
Al lazee 'allama bil qalam
Öyle bir Rab ki kalemle öğretmiştir.
عَلَّمَ ٱلْإِنسَٰنَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
'Al lamal insaana ma lam y'alam
İnsana bilmediğini belletmiştir.
كَلَّآ إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَيَطْغَىٰٓ
Kallaa innal insaana layatghaa
İş öyle değil, şüphe yok ki insan, azar elbette.
أَن رَّءَاهُ ٱسْتَغْنَىٰٓ
Ar-ra aahus taghnaa
Kendini ihtiyacı yok görürse.
إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلرُّجْعَىٰٓ
Innna ilaa rabbikar ruj'aa
Şüphe yok ki dönüş, Rabbinin tapısına.
أَرَءَيْتَ ٱلَّذِى يَنْهَىٰ
Ara-aital lazee yanhaa
Gördün mü nehyedeni.
عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰٓ
'Abdan iza sallaa
Bir kulu, namaz kılarsa.
أَرَءَيْتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلْهُدَىٰٓ
Ara-aita in kana 'alal hudaa
Bir düşün, ya o doğru yolu bulup giderse.
أَوْ أَمَرَ بِٱلتَّقْوَىٰٓ
Au amara bit taqwaa
Yahut da çekinmeyi emrederse.
أَرَءَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ
Ara-aita in kaz zaba wa ta walla
Gördün mü sen de, ya öbürü yalanlar ve yüz çevirirse.
أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ
Alam y'alam bi-an nal lahaa yaraa
Bilmez mi ki Allah, bilir gerçekten de.
كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًۢا بِٱلنَّاصِيَةِ
Kalla la illam yantahi la nasfa'am bin nasiyah
İş öyle değil, vaz geçmezse eğer elbette tutarız perçeminden.
نَاصِيَةٍۢ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٍۢ
Nasiyatin kazi batin khaatiyah
Yalan söyleyenin, yanlış hareket edenin perçeminden.
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۥ
Fal yad'u naadiyah
Derken hemdemlerini, kavmini, kabilesini çağırır.
سَنَدْعُ ٱلزَّبَانِيَةَ
Sanad 'uz zabaaniyah
Biz de yakında zebanileri çağırırız.
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَٱسْجُدْ وَٱقْتَرِب ۩
Kalla; la tuti'hu wasjud waqtarib
İş öyle değil, itaat etme ona ve artık secde et de yaklaş.