بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
أَخْرَجَ مِنْهَا مَآءَهَا وَمَرْعَىٰهَا
Akhraja minha maa-aha wa mar 'aaha.
Ondan suyunu, otlağını çıkardı.
وَٱلْجِبَالَ أَرْسَىٰهَا
Wal jibala arsaaha.
Dağları, demir atmış gibi oturttu;
مَتَٰعًۭا لَّكُمْ وَلِأَنْعَٰمِكُمْ
Mataa'al lakum wali an 'aamikum.
Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak.
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلْكُبْرَىٰ
Fa-izaa jaaa'atit taaam matul kubraa.
O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ ٱلْإِنسَٰنُ مَا سَعَىٰ
Yauma Yata zakkarul insaanu ma sa'aa.
O gün insan, uğrunda gayret sarfettiği şeyi hatırlar.
وَبُرِّزَتِ ٱلْجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
Wa burrizatil-jaheemu limany-yaraa.
Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır.
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
Fa ammaa man taghaa.
Artık azmış olan,
وَءَاثَرَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا
Wa aasaral hayaatad dunyaa
Ve iğreti hayatı yeğlemiş olan için,
فَإِنَّ ٱلْجَحِيمَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
Fa innal jaheema hiyal maawaa.
Cehennem, barınağın ta kendisidir.
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفْسَ عَنِ ٱلْهَوَىٰ
Wa ammaa man khaafa maqaama Rabbihee wa nahan nafsa 'anil hawaa
Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklamış olan içinse,
فَإِنَّ ٱلْجَنَّةَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
Fa innal jannata hiyal maawaa
Cennet, barınağın ta kendisidir.
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَىٰهَا
Yas'aloonaka 'anis saa'ati ayyaana mursaahaa
O saatten soruyorlar sana, "gelip demir atması ne zaman?" diye.
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَىٰهَآ
Feema anta min zikraahaa
Nerede sende, onu hatırlatacak şey!
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
Ilaa Rabbika muntahaa haa
Ona ilişkin bilginin sonu Rabbine varır.
إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَىٰهَا
Innamaaa anta munziru maiy yakshaahaa
Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَىٰهَا
Ka annahum Yawma yarawnahaa lam yalbasooo illaa 'ashiyyatan aw duhaahaa
Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler.