بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
إِذَا زُلْزِلَتِ ٱلْأَرْضُ زِلْزَالَهَا
Izaa zul zilatil ardu zil zaalaha
Yerküre, o sarsıntıyla sarsıldığı zaman,
وَأَخْرَجَتِ ٱلْأَرْضُ أَثْقَالَهَا
Wa akh rajatil ardu athqaalaha
Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman,
وَقَالَ ٱلْإِنسَٰنُ مَا لَهَا
Wa qaalal insaanu ma laha
Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman,
يَوْمَئِذٍۢ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا
Yawmaa izin tuhad dithu akhbaaraha
İşte o gün yerküre, tüm haberlerini söyler/anlatır.
بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَىٰ لَهَا
Bi-anna rabbaka awhaa laha
Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
يَوْمَئِذٍۢ يَصْدُرُ ٱلنَّاسُ أَشْتَاتًۭا لِّيُرَوْا۟ أَعْمَٰلَهُمْ
Yawma iziy yas durun naasu ash tatal liyuraw a'maalahum
O gün insanlar, yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır.
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًۭا يَرَهُۥ
Famaiy ya'mal mithqala zarratin khai raiy-yarah
Artık, kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür.
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍۢ شَرًّۭا يَرَهُۥ
Wa maiy-y'amal mithqala zarratin sharraiy-yarah
Ve kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür.