العاديات

Al-Aadiyaat

The Chargers

Meccan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

100:1

وَٱلْعَٰدِيَٰتِ ضَبْحًۭا
Wal'aadi yaati dabha
Andolsun soluya soluya koşanlara.

100:2

فَٱلْمُورِيَٰتِ قَدْحًۭا
Fal moori yaati qadha
Tırnaklarıyle bastıkça taştan kıvılcım saçanlara.

100:3

فَٱلْمُغِيرَٰتِ صُبْحًۭا
Fal mugheeraati subha
Sabah çağı, düşmanı basanlara.

100:4

فَأَثَرْنَ بِهِۦ نَقْعًۭا
Fa atharna bihee naq'a
Derken her yanı toza, dumana boğanlara.

100:5

فَوَسَطْنَ بِهِۦ جَمْعًا
Fawa satna bihee jam'a
Derken düşman topluluğunun ta ortasına dalanlara.

100:6

إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٌۭ
Innal-insana lirabbihee lakanood
Şüphe yok ki insan, Rabbine karşı pek inatçıdır, pek nankördür.

100:7

وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌۭ
Wa innahu 'alaa zaalika la shaheed
Ve şüphe yok ki o, buna tanıktır.

100:8

وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
Wa innahu lihubbil khairi la shadeed
Ve şüphe yok ki insan, hayrına yarıyan malamülke karşı da pek düşkündür, pek nekestir.

100:9

۞ أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِى ٱلْقُبُورِ
Afala ya'lamu iza b'uthira ma filquboor
Fakat bilmez mi ki kabirlerdekiler, dışarı çıkınca.

100:10

وَحُصِّلَ مَا فِى ٱلصُّدُورِ
Wa hussila maa fis sudoor
Ve gönüllerdekiler, meydana vurulup bilinince.

100:11

إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍۢ لَّخَبِيرٌۢ
Inna rabbahum bihim yauma 'izil la khabeer
Şüphe yok ki Rabbin, o gün, onların her şeyini bilir elbette.
Share: