Min qablu hudal linnaasi wa anzalal Furqaan; innallazeena kafaroo bi Aayaatil laahi lahum 'azaabun shadeed; wallaahu 'azeezun zun tiqaam
Evvelce, insanlara hidayet olarak, gerçekle batılı ayırt eden kitabı da indirdi. Tanrı ayetlerine inanmayanlardır çetin azap ve Allah öyle üstün bir kudret sahibidir ki aman vermez.
Huwal lazeee anzala 'alaikal Kitaaba minhu Aayaatum Muh kamaatun hunna Ummul Kitaabi wa ukharu Mutashaabihaatun faammal lazeena fee quloobihim ziyghun fa yattabi'oona ma tashaabaha minhubtighaaa 'alfitnati wabtighaaa'a taaweelih; wa maa ya'lamu taaweelahooo illal laah; warraasikhoona fil 'ilmi yaqooloona aamannaa bihee kullum min 'indi Rabbinaa; wa maa yazzakkaru illaaa ulul albaab
Öyle bir Tanrı'dır ki sana kitap indirdi. Onun bir kısmı, manasıapaçık ayetlerdir ve bunlar, kitabın temelidir. Diğer kısmıysa çeşitli manalara benzerlik gösterir ayetlerdir. Yüreklerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onları tevil etmek için manaları açık olmayan ayetlere uyarlar. Halbuki onların tevilini ancak Allah bilir. Bilgide şüpheleri olmayacak kadar kuvvetli olanlarsa derler ki: Biz inandık ona, hepsi de Rabbimizdendir; bunu aklı tam olanlardan başkaları düşünemez.
Qad kaana lakum Aayatun fee fi'atainil taqataa fi'atun tuqaatilu fee sabeelil laahi wa ukhraa kaafiratuny yarawnahum mislaihim raayal 'ayn; wallaahu yu'ayyidu bi nasrihee mai yashaaa'; innaa fee zaalika la 'ibratal li ulil absaar
İbretti size birbirleriyle karşılaşan o iki bölüğün hali. Bir bölük, Allah yolunda savaşmadaydı, öbürüyse kafirdi ve inananları, gözleriyle iki misli görmedeydiler. Allah, dilediğini yardımıyla kuvvetlendirir ve şüphe yok ki bunda, görenlere kesin bir ibret var.
Kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşlere, güzel ve cins atlara, hayvanlara ve ekinlere karşı insanların aşırı sevgisi vardır ve bu sevgi, insanlar için bezetilmiş bir sevgidir. Fakat bunlar, dünya yaşayışına ait birer matahtan ibarettir. Sonucu varılıp gidilecek yerin güzelliğiyse ancak Tanrı katındadır.
Qul a'unabbi 'ukum bikhairim min zaalikum; lillazeenat taqaw 'inda Rabbihim jannaatun tajree min tahtihal anhaaru khaalideena feehaa wa azwaajum mutahharatunw wa ridwaanum minal laah; wallaahu baseerum bil'ibaad
De ki: Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi: O da, sakınanlar için, ebedi olan ve kıyılarından ırmaklar akan, içinde tertemiz eşler bulunan bahçelerdir ve Allah'ın sizden razı oluşudur. Allah, kullarını görür.
Shahidal laahu annahoo laa ilaaha illaa Huwa walmalaaa'ikatu wa ulul 'ilmi qaaa'imam bilqist; laaa ilaaha illaa Huwal 'Azeezul Hakeem
Allah, kesin olarak bildirdi ki kendisinden başka yoktur tapacak. Meleklerle bilgi sahipleri de tam bir doğrulukla bunu bildiler, bildirdiler. O üstün Tanrıdan, o hüküm ve hikmet sahibinden başka yoktur tapacak.
Innad deena 'indal laahil Islaam; wa makhtalafal lazeena ootul Kitaaba illaa mim ba'di maa jaaa'ahumul 'ilmu baghyam bainahum; wa mai yakfur bi Aayaatil laahi fa innal laaha saree'ul hisaab
Allah katında din, ancak İslam dinidir. Kendilerine kitap verilenler, bunu adamakıllı bildikten sonra aralarındaki azgınlık ve haddini aşma yüzünden ihtilafa düştüler ve kim Allah'ın ayetlerine inanmazsa bilsin ki Allah, pek tez hesap görür.
Fa in haaajjooka faqul aslamtu wajhiya lillaahi wa manit taba'an; wa qul lillazeena ootul Kitaaba wal ummiyyeena 'a-aslamtum; fa in aslamoo faqadih tadaw wa in tawallaw fa innamaa 'alaikal balaagh; wallaahu baseerum bil 'ibaad
Seninle çekişirlerse hemen de ki: Ben ve bana uyanlar, özümüzü Allah'a teslim ettik. Kendilerine kitap verilenlerle analarından doğdukları gibi kalanlara de ki: Siz de teslim oldunuz mu? Özlerini Allah'a tapşırırlar, İslam dinini kabul ederlerse şüphe yok ki doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse sana düşen ancak bildirmedir ve Allah, kullarını görür.
Innal lazeena yakfuroona bi Aayaatil laahi wa yaqtuloonan Nabiyyeena bighairi haqqinw wa yaqtuloonal lazeena yaamuroona bilqisti minannaasi fabashirhum bi'azaabin aleem
Allah'ın ayetlerini inkar edip haksız yere peygamberleri öldürenlere, insanlardan, doğruluğu emredenlerin canlarına kıyanlara gelince: Onları elemli bir azapla müjdele.
Alam tara ilal lazeena ootoo naseebam minal Kitaabi yud'awna ilaa Kitaabil laahi liyahkuma bainahum summa yatawallaa fareequm minhum wa hum mu'ridoon
Görmez misin kitaptan, kendilerine bir pay verilenleri; aralarında hakemlik etsin diye Allah'ın kitabına çağrılırlar da sonra onların bir kısmı arkalarını çevirir; onlar zaten bunu adet edinmiştir.
Fakaifa izaa jama'naahum li Yawmil laa raiba fee wa wuffiyat kullu nafsim maa kasabat wa hum laa yuzlamoon
Onları toplayıverdiğimiz gün ne olacak halleri? O günün geleceğinde hiç şüphe yok ve o gün herkese kazancının karşılığı verilecek, zulmedilmeyecek onlara.
Qulil laahumma Maalikal Mulki tu'til mulka man tashaaa'u wa tanzi'ulmulka mimman tashhaaa'u wa tu'izzu man tashaaa'u wa tuzillu man tashaaa'u biyadikal khairu innaka 'alaa kulli shai'in Qadeer
De ki: Allah'ım, mülkün sahibi sensin, mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden alırsın. Dilediğini yükseltirsin, dilediğini alçaltırsın. Senin elindedir hayır, sensin her şeye gücü yeten.
Toolijul laila fin nahaari wa toolijun nahaara fil laili wa tukhrijul haiya minalmaiyiti wa tukhrijulo maiyita minal haiyi wa tarzuqu man tashaaa'u bighari hisab
Geceyi uzatırsın, gündüzün bir kısmı gece olur. Gündüzü uzatırsın, gecenin bir kısmı gündüz olur. Ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü izhar edersin ve dilediğini sayısız rızıklandırırsın sen.
Laa yattakhizil mu'minoonal kaafireena awliyaaa'a min doonil mu'mineena wa mai yaf'al zaalika falaisa minal laahi fee shai'in illaaa an tattaqoo minhum tuqaah; wa yuhazzirukumul laahu nafsah; wa ilal laahil maseer
İnananlar iman edenleri bırakıp da kafirleri dost edinmesinler. Bu işi yapan, Allah'tan bir şey beklemesin, fakat kafirlerden çekinmeniz gerekse o başka. Allah, kendisinden sakınmanızı emretmektedir ve dönüp varılacak yer de Allah tapısıdır.
Yawma tajidu kullu nafsim maa'amilat min khairim muhdaranw wa maa 'amilat min sooo'in tawaddu law anna bainahaa wa bainahooo amadam ba'eedaa; wa yuhazzirukumul laahu nafsah; wallaahu ra'oofum bil'ibaad
O gün bir gündür ki herkes, yaptığı hayrı hazırlanmış bir halde karşısında bulacak, işlediği kötülükle de arasında pek uzun bir mesafe olmasını arzulayacak. Tanrı, kendinden korunmanızı buyurur ve Allah, kullarını pek esirgeyicidir.