بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
سَبِّحِ ٱسْمَ رَبِّكَ ٱلْأَعْلَى
Sabbihisma Rabbikal A'laa
Tenzih et yücelerden yüce Rabbinin adını.
ٱلَّذِى خَلَقَ فَسَوَّىٰ
Allazee khalaqa fasawwaa
Bir Rab ki yarattı, derken düzüp koştu.
وَٱلَّذِى قَدَّرَ فَهَدَىٰ
Wallazee qaddara fahadaa
Bir Rab ki ölçüp biçti, derken doğru yolu buldurdu.
وَٱلَّذِىٓ أَخْرَجَ ٱلْمَرْعَىٰ
Wallazeee akhrajal mar'aa
Bir Rab ki otlağı çıkardı.
فَجَعَلَهُۥ غُثَآءً أَحْوَىٰ
Faja'alahoo ghusaaa'an ahwaa
Derken onu kapkara, kupkuru bir hale döndürdü.
سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰٓ
Sanuqri'uka falaa tansaaa
Seni okutacağız da unutmayacaksın.
إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ ۚ إِنَّهُۥ يَعْلَمُ ٱلْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ
Illaa maa shaaa'al laah; innahoo ya'lamul jahra wa maa yakhfaa
Ancak Allah dilerse o başka; şüphe yok ki o, açığa vurulanı da, gizli kalanı da bilir.
وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ
Wa nu-yassiruka lilyusraa
Ve sana, en kolay yolda başarı vereceğiz.
فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ
Fazakkir in nafa'atizzikraa
Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.
سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ
Sa yazzakkaru maiyakhshaa
Korkan, öğüt alır.
وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى
Wa yatajannabuhal ashqaa
En kötü ve bahtsız olan, ondan sakınır.
ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ
Allazee yaslan Naaral kubraa
Öyle bahtsız ki o, pek büyük ataşe atılır, yanar.
ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ
Summa laa yamootu feehaa wa laa yahyaa
Sonra da orada ne ölür, ne dirilir.
قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ
Qad aflaha man tazakkaa
Gerçekten de kurtulur, murada erer kendini temizleyen.
وَذَكَرَ ٱسْمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ
Wa zakaras ma Rabbihee fasallaa
Ve Rabbinin adını anıp da namaz kılan.
بَلْ تُؤْثِرُونَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا
Bal tu'siroonal hayaatad dunyaa
Hayır, siz dünya yaşayışını üstün tutarsınız.
وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌۭ وَأَبْقَىٰٓ
Wal Aakhiratu khairunw wa abqaa
Ahiretse daha hayırlıdır ve daha da sürekli.
إِنَّ هَٰذَا لَفِى ٱلصُّحُفِ ٱلْأُولَىٰ
Inna haazaa lafis suhu fil oolaa
Şüphe yok ki bu vardı, elbette daha önceki sahifelerde.
صُحُفِ إِبْرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ
Suhufi Ibraaheema wa Moosaa
İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde.